Dört dağ içinde bir müze

Cumhuriyet tarihinin Tunceli'deki ilk müzesi açıldı. Kent merkezinde 'Dersim isyanı' sırasında 1935-1937 arasında askeri kışla olarak inşa edilen ve 1949'a kadar da lojman olarak kullanılan bina 5 yıllık hazırlık sürecinin ardından müzeye çevrildi.

Kentin hafızasında derin izlere sahip olan tarihi yapı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın video konferans bağlantısıyla Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından 24 Aralık'ta açılmıştı. Müzede paleolitik dönemden Cumhuriyet dönemine kadar 700'e yakın eser sergileniyor. Müze sadece Tunceli'nin değil Doğu Anadolu Bölgesi'nin tarihine ışık tutuyor. Müzenin inanç bölümünde Alevilik ile ilgili bilgi panoları ve cem ritüellerini temsil eden balmumu heykeller, bölge halkı için büyük öneme sahip Düzgün Baba, Munzur Baba hakkında bilgilendirmeler, Alevi ocaklarının şecere kayıtları sergileniyor. Müze içindeki televizyonlarda Alevilik üzerine hazırlanmış belgeseller ziyaretçiler tarafından izleniyor.



"OCAK-AİLE" KAVRAMI
Müzede sergilenen milattan önce 3 bin yılına ait ve üzerinde aile figürlerinin betimlendiği, dinsel tören ve ayinlerde kullanılan iki kutsal ocak müzenin en nadide eserleri olarak görenlerin ilgisini çekiyor. Çemişgezek'te 1968- 1975 yıllarında yapılan Keban Barajı altında kalan Sakyol (Pulur) köyündeki arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkarılan ocaklar, bölgenin beş bin yıl önceki yaşantısına ışık tutuyor. İlk Tunç Çağı'ndan kalma ve hangi uygarlığa ait olduğu bilinmeyen kilden yapılan ocaklardan birinde anne, baba ve çocuklardan oluşan beş insan yüzü tasvir ediliyor. Sadece dini tören ve ayinlerde kullanılan kutsal ocaklar, Doğu Anadolu dinsel yaşamını ve inanışını belgeleyecek ilk örnekler arasında sayılıyor. 5 bin yıl öncesinde Anadolu'da yaşamış toplulukların ocak üzerindeki aile betimlemesinin, günümüzde "ocak-aile" kavramının temeli olduğu düşünülüyor.



KOÇBAŞI MEZAR TAŞLARI
Müzede dikkat çeken eserlerden birini de Türkiye'de genellikle Tunceli bölgesinde bulunan koç-koyun mezar taşları oluşturuyor. Son dönemde özellikle define avcılarının hedefinde olan koçkoyun şeklindeki mezar taşlarının üzerine ölen kişinin cinsiyeti ve yaptığı işe göre kılıç, bıçak, hançer, dokuma tezgâhı gibi eşyalara ait kabartma figürlerin yanı sıra çeşitli hayvan ve bitki figürleri de yaygın olarak kullanılıyor. Akkoyunlu ve Karakoyunlu devlet geleneğinden kalma mezar taşları Orta Asya'dan başlayıp Anadolu'ya kadar uzanan Türk ölü gömme geleneğinin bir davamı olarak kabul ediliyor.



BÖLÜM BÖLÜM TARİHİ YOLCULUK
Tunceli Müzesi, yaklaşık bin 800 metrekare avluya sahip ve 5 bin 805 metrekare alandaki 4 bloktan oluşuyor. Müze, yazılı ve sözlü tarih ile belge, evrak ve fotoğrafların bulunduğu alanların yanı sıra "Kütüphane", "Alevilik", "Arkeoloji", "Etnografya" ve "Cumhuriyet Dönemi" bölümleriyle ziyaretçilerini tarihi yolculuğa çıkartıyor. Bölgede yapılan kazılar sonucu ortaya çıkarılan çeşitli dönemlere ait eserler bölgenin tarihsel süreci içerisinde sergileniyor. Paleolotik, dönemden başlayarak, Urartu, Erken Demir Çağı, Roma, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinden kalma önemli eserler sergileniyor.

Kaynak: Sabah - Uğur Yıldırım