KMS 1 - Vakıflıköy


Rehber, araştırmacı, yazar Nükhet Everi ADİP için kültürel miras emekçilerini ağırlıyor. İlk bölümde Lora Baytar Çapar, proje koordinatörlüğünü üstlendiği Vakıflı Köyü Müzesi'nin kuruluş sürecini anlattı. Hatay bölgesine yolu düşen herkesin mutlaka ziyaret etmesi gereken bu eşsiz müzeyi Lora Çapar’dan dinliyoruz.


Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı olan Vakıflı, Musadağ yöresinde bir dağ köyüdür. 35 hane ve 100 nüfustan oluşan, kendine has farklılıklar sunar. Bölgeye gelen tüm gezginlerin, turist grupları mutlaka Vakıflı köye uğrar. Bugün Vakıflı köyünü kime sorsanız herkes köyün kadınlarının reçellerini, likörlerini anlatır. Burada istisnasız herkes turunçgillerin üretimi ile uğraşır. Türkiye’de hem organik tarıma ilk geçen yerlerden biridir, hem de bu alanda ödüllüdür Vakıflı. Köyün kadınları 2005 yılında birlik olarak kooperatif kurmuşlar, o günden bu yana ceviz reçeli, turunç reçeli, nar ekşisi, iğne oyası, likör gibi ürünlerini kooperatifin adı altında köyün kilisesinin kantininde satışa sunuyorlar. Gelirin büyük bir kısmı kadınlara, ufak bir kısmı da kilise vakfına kalıyor. Böylece kadınlar hem köye hem de kendi ev ekonomilerine katkı sağlıyor.

Vakıflı’nın adı artık geçmişini geleceği ile buluşturan köy müzesi ile de duyulur oldu. Müzenin proje koordinatörü sanat tarihçisi Lora Çapar “Kendimizi ziyaretçilerin yerine koyduktan sonra bu müzeyi kurmaya karar verdik. Köyden ne aldıklarına ve beraberlerinde götürdüklerine baktık; ‘Ne götürüyorlar, akıllarında ne kalıyor?’ diye düşündük. Köyün daha fazlası var dedik. Köydeki insanların bir geçmişi, hikayeleri, yemekleri, müzikleri, şarkıları var. Bunları sergilemek istedik.” diyor. 

Musa Dağ’ın tarihinde yer almış 7 Ermeni köyünden izler bulunan etnografya müzesinin en çarpıcı özelliği esere değil hikâyeye odaklı ve interaktif olması. Girişte ziyaretçileri karşılayan bir nişan kıyafetinin hikayesiyle başlıyor ziyaret. Köyde neredeyse herkesin konuşabildiği Musa Dağ Ermenicesi ile merhaba deyip, köyün tarihini anlatan panodan dini ayinlerde kullanılan eşya ve kıyafetlerin olduğu vitrine, dini inanış ve yortuları anlatan panoya geliniyor. Meryem Ana yortusuna has Harissa (Keşkek) yemeğinin hazırlanışının dramatize edildiği bölüm, üzüm bayramını gösteren bir film, bir metafor olarak işlenen göç, köyün ninelerinin söylediği gurbet türküsü, mimari, müzik, köyün evlilik gelenekleri ve köyle ilgili bir belgesel, köyün eskilerinin fotoğraflarından oluşan ve kalbinizden geçenleri yazabileceğiniz bir pano, önünde hatıra fotoğrafı çektirebileceğiniz bir köşe ziyaretçileri bekliyor müzede.

Nükhet Everi, ADİP Kültür Mirasımızı Sırtlayanlar 1, Haziran 2020