KORONA GÜNLERİNDE 'İNANÇLAR VE MÜZİKLERİ' / Röportaj

Salgının hayatımıza yerleşmesiyle alışkanlıklarımız, davranışlarımız, dünyaya bakışımız değişti. Her ne kadar yasaklar yavaş yavaş gevşetilmiş olsa da artık hayatımızda yeni bir normale uyum sağlamaya çalışıyoruz. Bu süreçte hem bedenen hem de ruhen ayakta kalmak önem taşıyor. Kendimizi daha fazla dinlemeye başladığımız bu dönemde, psikolojimizi korumak adına birbirinden farklı deneyimler edindik.
ADİP olarak, bu zorlu süreçte sosyal medya hesaplarımızdan çeşitli inançların müziklerini paylaşarak, kalplerdeki umudu yeşertmeye çalıştık. Paylaştığımız müzikler takipçilerimizin de ilgisini çekti. Bu bağlamda, bazı değerlendirmeleri paylaşmak istiyoruz.

Müzik öğretmeni ve kilise mugannisi olan Murat İçlinalça, paylaştığımız Ermeni Kilisesi ilahilerinden olan “Mayr Surp” (’Aziz Anne’ yahut ‘Kutsal Ana’) hakkındaki duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etti:
“Mayr Surp, Ermeni Kiliselerinde okunan ‘karoz’ yani ‘duaya çağrı’ niteliğindeki kutsal metindir. Çok değerli Nışan Çalgıcıyan Hocamızın yetiştirdiği son öğrencileri olan bizlere, hassasiyetle öğrettiği duaların başında gelir. Yıl içerisinde Meryem Ana’yla ve Noel’le alâkalı günlerde okunan bu dua, Sabâ Makamı’na karşılık gelmektedir. Çocukluğumuzdan bu yana ben ve arkadaşlarım, yıl içerisinde bu ‘karoz’un okunacağı günleri dört gözle bekler, genellikle de birlikte okurduk. Hâlen aynı heves ve şevk ile yan yana gelip birlikte icra ederiz.”
‘Düzde ben bir insan olmaya geldim’
İstanbul’da editörlük yapan Meltem İnci paylaştığımız Alevi müziklerinin kendisinde uyandırdığı duyguları bize şöyle iletti: “Herkesin salgın nedeniyle evlerine kapandığı bu süreçte, Alevi müziklerini dinlemek ruhu dinlendiren bir işlev görüyor. Çünkü varolan türküler bir ‘arayışı’ temsil ediyor. Bu arayış bir türküde ilahi bir arayışken, başka bir türküde insanlık, bir başka türküde de evren, sevda, bazen de bir başkaldırı oluyor. Böyle derin duyguları derin anlamlarla sözlere dökünce, tabiri caizse duyulan her mısra insana haz veriyor. Bir örnek olarak, Nimri Dede'nin bestelediği, Arif Sağ'ın seslendirdiği "İnsan olmaya geldim" türküsüne ve sözlerine bakılarak bile, aslında Alevi müziklerinin/deyişlerinin nasıl derin anlamlar ve sorgulamalar içerdiği görülebilir. Dinlerken düşündüren bu müzikle, başka dünyalara yolculuk etmek mümkün...
‘Her bir akı karasından seçerek / Varlık dağlarını delip geçerek /Düzde ben bir insan olmaya geldim’
İnsan olmanın, bilginin varlığının bu sözlerle anlatılabilmiş olması merak uyandırıyor, şaşkınlık veriyor. Bu yüzden Alevi deyişleri bir arayış ve insanlığın var olma amacını hatırlatan, sorgulatan başyapıtlardır.”
İnci, sizlere Alevi müziğinden üç parça önerdi: “Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu’ndan ‘Ey Zahit Şaraba Eyle İhtiram’, Tolga Sağ’dan ‘Neçedir Ağlarsın’ ve Kardeş Türküler’den ‘Şah-ı Merdan
İstanbul’da yaşayan ve Rum müziği uzmanı olan Stelyo Berberakis, paylaştığımız müziklerin, karantina döneminde kendisi üzerindeki etkisini “aidiyet ve birliktelik duygusuna özlem” olarak ifade ederken:
“Akapella (çalgı eşliksiz) icra edilen Ortodoks Kilise Müziği, Doğu Hristiyanlarının ibadet geleneklerinin en önemli ritüellerindendir. Dönemsel olarak sekiz ana makamın düzenli olarak tekrarlandığı bir repertuarı, Noel, Paskalya ve Ortodoks azizlerinin anıldığı ayinlerde, okunan özel ilahilerle hatırlama fırsatı buluyoruz. Kısacası, dini eserlerin icrası ile Ortodoks felsefesini anlamak, hatırlamak ve yaşatmayı, cemaat olarak başarıyoruz. Çocukluğumdan itibaren düzenli dinlediğim ve okuduğum ayinlerin bana yaşattığı aidiyet ve birliktelik duygusunun eksikliğini, bu karantina döneminde fazlasıyla hissettim. “
Mardin Süryani Katolik Kilisesi Vakfı Genel Sekreteri Ferit Özaltun müziğin Süryaniler için önemini anlatırken, Süryani inanç müziği çerçevesinde bazı parçalar önerdi: “Müzik, asırlar boyu Beyt Nahrin (Mezopotamya) topraklarının kadim halkı olan Süryaniler için, varoluşlarından bu yana hayatlarında önemli bir yer tutmuştur. Kilisede uygulanan ritüel ile birlikte Süryanice ilahi, Süryanice müziğin vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Dördüncü yüzyılda yaşayan Süryani bilim ve din adamı olan Mor Efrem için ‘Kenoro Druho Dqudşo (Kutsal Ruhun Arpı) denir. ‘Kenoro’ sözcüğüne karşılık gelen enstrüman arptır. Mor Efrem’in, Süryani kilisesinin müziğinde çok emeği ve çabası vardır. Süryaniler; müziklerinde kiliseye, toprağa, vatana, özleme ve aşka yazılan ezgileri kullanmışlardır.”
Özaltun, 1907-1997 yılları arasında yaşamış olan ve Adana Yetimhanesi’nde yetişip, oradan Avrupa’ya iltica ederek, müzik yaşamına Avrupa’da devam eden, Suriye asıllı Gabriel Assad’ın “Num Habib”, “Moth Beth Nahrin” ve “Sawkah G'Domeh” parçalarını, sizler için öneriyor.
Müzik, bu zor günlerde de moral ve esenlik kaynağımız oldu. İnanç müzikleri çalışmamız ile bir nebze de olsa sizlerin ruhuna dokunabildiysek, ne mutlu bizlere. Aşağıda listelediğimiz ADİP’in “İnanç ve Müzik” paylaşımlarına, “Adip_inanc” twitter hesabı üzerinden ulaşabilirsiniz.


Umur Yedikardeş