Geçtiğimiz ağustos ayında, ABD kuvvetleri 20 yıllık işgal sürecinin ardından Afganistan’dan tamamen çekildi. ABD ordusunun yokluğunda, 10 günlük kısa bir süreç içerisinde, Afganistan hükümeti düştü ve ülkenin yönetimi Taliban’ın eline geçti. Yıllar sonra tekrar iktidara gelen Taliban’ın yönetimi altındaki Afganistan’da nelerin yaşanacağı tüm dünya için bir merak konusu. Her ne kadar geri çekilme süreci planlı olsa da Taliban’ın hızlı ilerleyişinin tetiklediği mülteci akını ve özellikle Kabil Havaalanında Taliban’dan kaçmak için Amerikan uçaklarında yer edinmek isteyen kalabalıkların görüntüleri uluslararası yankı uyandırdı. Özellikle kadınlar, çocuklar ve dini azınlık gruplarının geleceği birçok yerde endişe uyandırıyor.
Afganistan’da Şii Müslümanlar, Sihler, Hıristiyanlar, Hindular, Bahailer, Zerdüştler gibi birçok farklı dini ve etnik azınlık grubu yaşıyor. Diyubendi ekolünden gelen Taliban, Hanefi İslam mezhebinin aşırılıkçı bir yorumuyla hareket ediyor ve bu durum, bahsi geçen dini azınlıklar için büyük bir tehlike arz ediyor. Taliban ülkenin kontrolünü ele geçirdikten sonra eskisine göre daha ılımlı oldukları imajını yaratmaya çalışsa da raporlar gerçekte işlerin böyle işlemediğini gösteriyor. Örneğin, Uluslararası Af Örgütü’nün haberine göre, temmuz ayında Afganistan’ın Gazne bölgesinde 9 Şii inancına mensup Hazara, Taliban tarafından katledildi Bir başka rapor Taliban’ın insanların telefonlarını kontrol ettiğini, eğer bir İncil uygulaması görürlerse telefonun sahibini öldürdüklerini, ayrıca kapı kapı dolaşıp yakaladıkları Hıristiyanları alıkoyduklarını aktarıyor. Ülkedeki dini azınlıklar sadece Taliban tarafından değil, 26 Ağustos’ta Kabil havaalanında bombalı eylem düzenleyen IŞİD-H (Horasan) örgütü tarafından da tehdit ediliyor. Tüm bu gelişmeler, azınlık din ve inanç gruplarının Afganistan’dan kurtarılması gerekliliğine işaret ediyor.
ABD yönetimi tarafından dini azınlıkların tahliyesi üzerine bir plan yok. Çeşitli sivil toplum kuruluşları bu konuda çalışmalar yürütüyor. IRF Roundtable, Afganistan’daki dini azınlıkların tahliye edilmesi için ABD Başkanı Biden’a bir açık mektup yazdı. Mektubu şu ana kadar, Alevi Düşünce Ocağı (ADO) da dahil olmak üzere, farklı din ve inanç gruplarından 49 organizasyon imzaladı. 2 Ağustos’ta, ABD hükümeti geçmişte ABD ile birlikte çalışan Afganistan vatandaşları ve aileleri için mülteci kabul programını açıkladı. Bu sayede normal başvuru kriterlerini karşılamayanlar da ABD’ye iltica edebilecekti. ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF), bu kategorinin dini azınlıkları kapsayacak şekilde genişletilmesi için ABD Dışişleri Bakanlığına çağrıda bulundu. Bu süreçte on binlerce Afgan mülteci ülkeyi terk etti, ancak azınlık gruplarını hedefleyen bir tahliye planı henüz bulunmuyor. Bazı sivil toplum kuruluşları kendi imkanlarıyla tahliye etmeye çalışsalar da ABD hükümetinin ve uluslararası toplumun müdahalesi olmadan bu pek mümkün gözükmüyor.