ADİP editörü Umur Yedikardeş Rumların Korona salgını boyunca Paskalya'yı nasıl kutladıklarını Peder Paisios Kokkinakis ile konuştu
“İnancı daha çok yüreklerimizin derinliklerinde hissederiz”
Ortodoks Hristiyanlar da bu sene Paskalya’yı virüs salgını nedeniyle olağan dışı biçimde kutlayacaklar. Biz de ADİP olarak Ekümenik Patrikhane görevlilerinden Peder Paisios Kokkinakis ile Paskalya’yı ve Patrikhane’nin bu seneki kutlamalarındaki farklılıkları konuştuk.
Peder Kokkinakis, Ekümenik Patrik Bartholomeos’un teknoloji vasıtasıyla, tecrit durumunda hayatlarına devam eden Ortodokslara hitap ederek şunları söylediğini iletti:
“Duaya yakından iştirak edebilmeniz zaruri bir durum dolayısıyla mümkün olmamış olabilir. Talimat ve tavsiyelere uymak gerekiyor. Bunu yapmaktaki amacımız; inancımızı değil, insanlarımızı korumak. Zaten inancımız bir zarar görmeyecektir. Zarar görecek olan insanlardır. İnanç ve din olduğu gibi kalacaktır. Bunu yapmaya devam etmek herkesin hem hakkı hem de görevidir. “
Peder Kokkinakis, Paskalya hakkında ilk olarak kısa bir bilgi vererek şunları ifade etti:
“Her Nisan ayına girdiğimizde Hristiyan inancının en önemli günü Paskalya için de geri sayım başlıyor. Resmi ve organize olarak kutlanan Paskalya bayramına ait en eski kayıtlarımız ikinci yüzyılın başlarına dayanıyor. Hz. İsa’nın göğe çıkışından önce de Diriliş kutlanıyordu ama organize değildi. Paskalya, aynı zamanda Kıyam Yortusu ve Diriliş Bayramı olarak da anılır.”
Peder Kokkinakis, Paskalya’nın sosyal hayata yansımalarına örnekler vererek konuşmasına devam etti:
“İnsanlar genellikle evlerinde Büyük Perşembe günü (Paskalya Bayramı’nın Perşembe günü) Paskalya yumurtalarını boyarlar, kiliselere giderek mumlar yakıp, dua edip dileklerde bulunurlar. Diriliş Bayramı’nda bu yumurtaları çörek eşliğinde çay servisi ve peynir çeşitleriyle tüketip, sofralarında genellikle kuzu etli yemekleri tercih ederler. İnsanlar, birbirlerine hakiki kırmızı boyalı veya çikolatadan yapılma yumurta ya da tavşan hediye ederler.”
“Semavi dinlerin ibadet düzeni de bu durumdan etkilendi”
Peder Kokkinakis salgının dünyanın yaşama biçimini büyük değişime uğrattığını ifade ederken, bu durumun semavi dinlere olan yansıması hakkında şunları söyledi:
“Genelde iman edenler, kiliselere giderek kılınan Kutsal Ayine ve bu ayin sırasında kutsanarak; bir Hrıstiyanın spritüel gelişimi için yaşamsal nimet arz eden Kominyon (okunmuş hamur parçası) sunulmasıyla birlikte dini vecibelerini yerine getiriyor. Bu sene ibadet mekanları fiziken boş kalmış ve müminlerin bu imkanlara erişimi sekteye uğramıştır ama bunun hayatları kurtarmak ve korumak için bir önlem olduğunu göz önüne aldığımızda; bu inananların gözünde değerini asla yitirmez.”
Peder Kokkinakis tecrit nedeniyle Ekümenik Patrikhane’nin teknoloji imkanlarını kullanarak cemaate ulaştığını söylerken, Hz. İsa’dan örnek vererek, “gerçek akıl ve iman, doğrudan kalp ve vicdanla bağlantılıdır” dedi:
“Ekümenik Patrikhane’nin katedralinde özel izinle icra ettiğimiz ritüelleri Türkiye ve dünya çapında hitap ettiğimiz Helen ve Anglofon Ortodoks cemaatlerimize ulaştırma çabası içerisindeyiz. Televizyon ve internet üzerinden ayinleri hem canlı yayınlayıp hem de sonrasında internet ortamında kalıcı kılarak cemaate ulaşıyoruz. Çok büyük bir ilgi görüyoruz. Tuttuğumuz kayıtlara göre, her seferinde elli ile yüz bin kişiye bu şekilde ulaşıyoruz. Belki de bu sene inananlar, Kutsal Kominyon ve her büyük Paskalya haftasının çarşambasında özel dua ve ritüellerle üretilen Kutsal Yağ’ı bu sene alınlarına süremeyecekler ama bunun şahsın imanına herhangi bir negatif etkisinin olmayacağı kanaatindeyiz. Çünkü inancı daha çok yüreklerimizin derinliklerinde hissederiz. Hz. İsa’nın da havarilerine ifade ettiği üzere, ‘Gerçek akıl ve iman, doğrudan kalp ve vicdanla bağlantılıdır.’
16.04.2020