“Anadolu’nun Hristiyan kadınlarına ses vermek için yazdım”

Rosamund Wilkinson Anglikan Kilisesi’nin dini görevlisi (papaz) olarak hayatını ve hizmetlerini Türkiye’de sürdürüyor. ADİP araştırma kurulu üyesi Dr. Vanessa R. de Obaldía “Türkiye’de Hristiyan Kadınlar” * adlı eserin yazarı Wilkinson ile görüştü. Kitabın 2022’de Türkçe’ye de kazandırılması için çalışmalar devam ediyor.
 
  • Kitabınıza genel bir bakış sunabilir misiniz; hangi kadınları, dönemleri ve bölgeyi kapsıyor?
Kitabım, bugünün Türkiye coğrafyasında yaşamış Hristiyan kadınlardan bir seçki sunuyor. M.S. 33'ten günümüze kadar burada yaşayan ve çalışan 50'den fazla kadın hakkında yazdım. Birinci yüzyılda Küçük Asya, Pontus, Kapadokya eyaletlerinin tümü Roma İmparatorluğu'nun bir parçasıydı, ancak şimdi Türkiye'nin coğrafi alanı içine giriyor. Türkiye ülkesi, 19. yüzyıldan itibaren; yani Osmanlı Dönemi ve ondan önce, bu şekilde biliniyordu, Yeni Ahit Dönemi, Apostolik Dönem ve Bizans Dönemi'nde bu coğrafi bölge Küçük Asya olarak anılır. Küçük Asya terimi, yalnızca Küçük Asya eyaletini değil, Anadolu olarak bilinen bölgenin tamamını ifade edebilir.
Kitabım Kadınlar ve Eski Ahit, Kadınlar ve Yeni Ahit, Küçük Asya'da Yeni Ahit Kadınları (M.S. 33 dolayları - M.S. 100), Erken Hristiyanlık Dönemde Kadınlar (M.S. 100 – M.S. 313), Bizans kadınları (M.S. 313 – M.S. 1453), Osmanlı Döneminde Hıristiyan Kadınları. (1453 - 1923), Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan Hristiyan kadınlar (1923 – 2021) bölümlerinden oluşuyor.
1. ve 2. Bölüm, İncil’in kadınlar hakkında ne söylediğini, kadınların kilisedeki rolünün İncil’deki temelini inceliyor. 3-7. Bölümler, Kilise Tarihinde tanımlanan farklı tarihsel dönemlerin her birine bakıyor. Bu tarihi dönemlerin her birinin tarihleri ve isimleri konusunda Kilise Tarihi geleneğini takip ettim. Bu kitabı günümüz Türk Protestan Kilisesi içinde kadınların kilise lideri olarak tanınmadığı endişesiyle yazdım. 8. Bölümde, İngiltere Kilisesi'nin kadınları Rahip ve Piskopos olarak atama kararına nasıl geldiğine dair kısa bir genel bakış sundum.
Ben bir Anglikan Rahibesiyim ve Anglikan Kilisesi'nin uzun süredir üyesiyim, bu yüzden bu perspektiften yazıyorum. Ayrıca, İngiltere Kilisesi'nin hem kadınların hem de erkeklerin görevlendirilmesine yaklaşımının temelindeki "yaşa ve yaşat" tutumunun, kilise içindeki farklılığa karşı sağlıklı bir tutumun göstergesi olduğuna inanıyorum.

 
  • Türkiye'deki Hristiyan Kadınlar hakkında bir kitap yazma ilhamını nasıl edindiniz?
Türk Protestan Kilisesi'nde liderlik pozisyonunda çok az kadının olduğunu fark ettim. Tüm Protestan kiliselerinin İncil'in kadınların kilise lideri olabileceğini öğrettiğine inanmadığını biliyorum, ancak 21. yüzyılda çok az Türk Hıristiyan kadının kilise lideri olarak tanındığını görmek beni oldukça şaşırttı. 2015 yılında Roma'daki Anglikan Merkezi tarafından yürütülen kadınların liderliği ile ilgili bir kursa katıldım. Bu kurs, dönemlerinin kilisesinde liderlik rolü üstlenen ve Roma ile ilişkilendirilen Sienalı Catherine gibi kadınlara odaklandı. Düşününce, zengin bir Hristiyan tarihi olan Türkiye'nin Hristiyan toplulukları içinde liderlik rolü üstlenmiş birçok benzer kadına sahip olduğunu fark ettim. 2017 yılında yazmaya başladım.
 
  • “Türkiye'deki Hıristiyan Kadınlar” başlıklı web sitenizde Türkiye'den “Diğer Kutsal Topraklar” olarak bahsediyorsunuz. M.S. 1. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlığın fiziksel, teolojik ve mezhepsel gelişiminde Anadolu'nun (Küçük Asya) önemini kısaca anlatabilir misiniz?
Kısa bir açıklama yapmak çok zor… Kilisenin doğumu ve gelişimi için Yeni Ahit’te “Elçilerin İşleri” bölümüne baktığımızda, Tarsus'ta doğan Aziz Paul’un misyonerliğe Küçük Asya’da, Antakya'daki Yeni Ahit Kilisesi'nde başladığını görüyoruz. Türkiye'yi 'diğer Kutsal Topraklar' olarak tanımlamaya cüret ettim çünkü Yeni Ahit Efes, Galata, Kapadokya, Pontus gibi günümüz Türkiye'sinde bulunan yerlere de odaklanıyor. Aziz Paul'un misyonerlik yolculuklarını gösteren haritalar aslında Türkiye haritalarıdır. Küçük Asya'daki kilise, Roma İmparatorluğu tarafından başlatılan zulme rağmen büyümeye ve gelişmeye devam etti. 4. yüzyılda Hristiyanlığa hoşgörü gösterilmeye başlandı. 1453'e kadar süren Bizans İmparatorluğu'nun dini haline geldi. İznik, Efes, Kadıköy ve Konstantinopolis'te önemli kilise konsülleri yapıldı.
Küçük Asya'daki (Anadolu) kilisenin Hıristiyanlığın teolojik ve mezhepsel gelişimi için önemi hakkında geniş bir açıdan konuşmak kitabımın kapsamı dışındadır. Her dönemin tarihsel arka planını çizmeye çalışıyorum ama bu kesinlikle resmin tamamı değil. Amacım her devirde yaşamış bazı kadınların hikayelerine, kilise ve toplumlarına yönelik katkılarına hayat vermekti. Maalesef bu kadınlar hakkında mevcut olan arşiv materyalleri hayatlarını, umutlarını, korkularını ve duygularını anlama derinliğini vermiyor.

 
  •  Peki Türkiye'deki Hristiyan kadınlar bu toplumsal gelişmeyi nasıl etkiledi?
Her çağda Hıristiyan kadınlar, zamanlarının kilisesi ve toplumu üzerinde farklı bir etkiye sahip olmuştur. Yeni Ahit Dönemi'nde kadınlar ev kiliselerinin liderleriydi. Kadınlar aynı zamanda peygamber ve öğretmendi. Bizans Dönemi'nde (Bölüm 5), kadınlar genellikle manastırlar/rahibe okulları kurdu. Bu kadınlardan bazıları, hala Ortodoks ayininin bir parçası olan ilahiler yazan Kassia gibi, olağanüstü yetenekliydi.

 
  • Araştırmanıza başlamadan önce kitabınıza dahil ettiğiniz tüm kadınları biliyor muydunuz? Yeni isimler keşfettiniz mi?
Başlangıçta bir düzine kadar kadın vardı ama araştırmaya başlayınca başka kadınlar keşfettim. Bu yüzden, okudukça ve araştırdıkça kadın listem değişti. Dahil edilebilecek daha birçok kadın var ve umarım kitabımın okuyucuları kendi bölgelerinin tarihine bakar, kendi yörelerinde yaşamış, ancak kitabımda adı geçmeyen Hıristiyan kadınlar hakkında yazarlar.
 
  • Türkiye'de yaşayan bir kadın olarak, kişisel olarak size en çok ilham veren kadın hikayesi hangisiydi?
Yeni Ahit'teki İbraniler 12:1'in önsözünde "büyük tanık bulutu"na atıf yapıyorum.
Yazarken, bu büyük tanık bulutu içindeki, Muzaffer Kilise’deki kadınları, beni desteklediklerini ve yazarken benimle birlikte orada olduklarını hissettim. Hikayelerini öğrendikçe ve tanıdıkça kitabımdaki kadınlar bana arkadaş oldular. Özel olan birkaç kadın var, Thekla, Nino, Kasia ve Rahibe Miriam. Tüm hikayeler şu ya da bu şekilde ilham verici. Umarım bugün Türkiye'deki Hıristiyan kadınlar Efendilerine güvenmeye ve kendilerinden önceki kız kardeşleri gibi imanla yola çıkmaya teşvik edilmiş olurlar.

 
  •  Kitabınız için nasıl bir araştırma yöntemi uyguladınız? Kaynaklar ulaşımınıza hazır mıydı? Yol boyunca herhangi bir zorlukla karşılaştınız mı?
Oldukça geniş bir kişisel kütüphanem var, e-kitapları ya da basılı kopyalar olarak daha fazla kitap edinmeyi başardım. İstanbul'daki kütüphanelerde okumak istediğim kitaplar vardı, ancak pandemi nedeniyle bu kitaplara ulaşamadım.
 
  • Kitabınıza dahil ettiğiniz birçok kadının Türkiye'deki birden fazla Hristiyan kilisesinde aziz olarak kabul edildiği ve saygı gördüğü düşünülürse, kitabınız Türkiye'deki ekümenik diyaloğa ne ölçüde katkıda bulunuyor?
Çeşitli Hristiyan geleneklerinden gelen Hristiyanların kitabımı okuyacaklarını ve ortak miraslarını tanıyacaklarını umuyorum. Bir Anglikan olarak 'geniş kiliseye’ ve Hristiyan kilisesinin Ortodoks, Anglikan, Protestan, Metodist, Baptist, vs. gibi farklı akımlardan oluştuğuna ve her akımın, Mesih’in varlığının dünyaya gösterilmesinde kendi benzersiz katkıları olduğuna inanıyorum. Bizim düşüncemize göre 'biri ya da diğeri' değil, 'her ikisi ve' yaklaşımı olmalıdır. Hepimizin Mesih'te ortak bir mirası var. Türkiye'de bulunan Hristiyanlık ifadelerinin hepsi aynı mirastan, aynı kökten yetişiyor ve birbirlerinden öğrenebilirler.
 
  •  Kitabınıza dahil ettiğiniz pek çok kadın hikâyesinden hangisi günümüz Türkiye'sindeki Hıristiyan kadınların deneyimlerini en iyi şekilde yansıtıyor?
Onlar hakkında yazılanlar, onları zulme ve tacize maruz bırakır diye günümüzün Hristiyan kadınlarının biyografilerini dahil etmemeye karar verdim.
 
  •  Bugün Türkiye'deki kiliselerde kadının rolünün önemi nedir ve bunun gelecekte nasıl gelişeceğini düşünüyorsunuz?
Her kilise akımının, kadınların kilisedeki rolüne farklı bir yaklaşımı vardır. Türkiye'deki hayatım boyunca Türk Protestan Kilisesi'nin bir parçası oldum. Umudum, kadınların liderlik rollerini erkeklerle aynı şekilde -ve uygun niteliklere sahip erkeklerle ortaklık içinde- yerine getirmelerini sağlayacak yetenek ve niteliklere sahip potansiyel liderler olarak tanınmalarıdır.
 
  •  Yeni Ahit döneminden beri Anadolu'da kilisede kadınların aktif varlığına rağmen, Türkiye'de çağlar boyunca Hristiyan kadınlar hakkında kapsamlı bir çalışma eksikliği bulunmaktadır. Kitabınız, bu kadınlara sesi olmak açısından nasıl bir rol oynuyor?

Kitabım çağlar boyunca Küçük Asya'da (Anadolu) yaşamış Hristiyan kadınlara ses vermek için yazılmıştır. Bu seslerin kadınlar ve erkekler tarafından duyulmasını ve kadınların 21. yüzyılda kilisenin ve Türk toplumunun yaşamına katkıda bulunmak için yeteneklerini ve tutkularını geliştirmeye teşvik edilmesini umuyorum.

* “CHRISTIAN WOMEN IN TURKEY - A History: A Survey of Notable Christian Women in Asia Minor and Anatolia from 33CE to 2021.
ISBN: 978-1-3999-0464-3
Yazar: Rosamund Wilkinson
Basım Tarihi: Eylül 2021
Web sitesi: https://christianwomenturkey.com